Full albüm indir,Bedava Mp3 Yükle,Film,dizi,indir
Forumumuzdan yararlanabilmek icin üye olunuz.

Join the forum, it's quick and easy

Full albüm indir,Bedava Mp3 Yükle,Film,dizi,indir
Forumumuzdan yararlanabilmek icin üye olunuz.
Full albüm indir,Bedava Mp3 Yükle,Film,dizi,indir
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
Admin
Admin


Hikmet Tanyu ( 09 Ocak 1918 - 11 Şubat 1992 ) 23lb6v9
Erkek
Domuz
Mesaj Sayısı : 4079
Yaş : 101
Nerden : Dunyadan
İş/Hobiler : Antialem
Ruh HaliM : Hikmet Tanyu ( 09 Ocak 1918 - 11 Şubat 1992 ) Yorums10
TaKıMım : Hikmet Tanyu ( 09 Ocak 1918 - 11 Şubat 1992 ) Tarkiy10
Cinsiyet : Hikmet Tanyu ( 09 Ocak 1918 - 11 Şubat 1992 ) I_icon_gender_male
Points Points : 166158
Kayıt tarihi : 09/09/08

Kişi sayfası
Aktiflik :
Hikmet Tanyu ( 09 Ocak 1918 - 11 Şubat 1992 ) Img_left100/100Hikmet Tanyu ( 09 Ocak 1918 - 11 Şubat 1992 ) Empty_bar_bleue  (100/100)
Başarı Puanı :
Hikmet Tanyu ( 09 Ocak 1918 - 11 Şubat 1992 ) Img_left100/100Hikmet Tanyu ( 09 Ocak 1918 - 11 Şubat 1992 ) Empty_bar_bleue  (100/100)
Güçlülük:
Hikmet Tanyu ( 09 Ocak 1918 - 11 Şubat 1992 ) Img_left100/100Hikmet Tanyu ( 09 Ocak 1918 - 11 Şubat 1992 ) Empty_bar_bleue  (100/100)
https://antialem.yetkin-forum.com

Hikmet Tanyu ( 09 Ocak 1918 - 11 Şubat 1992 ) Empty Hikmet Tanyu ( 09 Ocak 1918 - 11 Şubat 1992 )

Salı 4 Kas. - 22:01
Hikmet Tanyu ( 09 Ocak 1918 - 11 Şubat 1992 )

Hikmet Tanyu,
9 Ocak 1918’de Ankara’da doğdu. Doğduğu kentte Gazi İlkokulu’nu ve Gazi
Lisesi’ni bitirdi. Babasının ölümü üzerine öğrenimine ara vererek
Kadastro Fen heyetinde memurluğa başlamak zorunda kaldı. Bu arada üç
yıl süren vatan hizmetini yedek subay olarak tamamladı. Terhisinden
sonra, İç işleri Bakanlığı’nın açtığı bir sınavı kazanarak, Mahallî
İdareler Genel MüdürlüğüKöycülük bürosunda çalıştı. Buradayken Meskûn
Mahaller Kılavuzu adlı eserin hazırlanmasıyla görevlendirildi. Türkçü
hareketlere katıldığı bahanesi ile 29 Haziran 1944’te tutaklandı ve
İstanbul’a götürüldü. Türkçülüğe yönelik devlet terörünün estirildiği o
dönemde, “Irkçılık-Turancılık Dâvası”nın 24 (yirmidört) sanığından biri
olarak tutuklandı, işkencelere maruz kaldı, yargılandı ve sonunda
beraat etti. Bu olaylar yüzünden, öğrencisi bulunduğu Dil ve
Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin Felsefe Bölümü’nü 1948 yılında
bitirebildi. Buna rağmen tabiî ve kanunî hakkı olan lise öğretmenliğine
atanmadı. Pınarbaşı ve Kayseri’de ilkokul, Osmaniye’de ortaokul
öğretmeni olarak çalıştırıldı. Daha sonra Ârifiye İlköğretmen Okulu’nda
değişik derslerin öğretmenliğini yaptı. 1955 yılında, uzun
mücadelelerden sonra, Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’ne “Dinler
Tarihi” asistanı oldu. Doktorasını, 1955 yılında tamamladı. 1966
yılında doçent, 1973’te profesör oldu. 1960 yılında Almanya’da,
1962-1963 yıllarında İsrail’de, 1971-1972 yıllarında da Almanya,
İngiltere ve Fransa’da ilmî incelemelerde bulundu. 1972 yılında
üstlendiği Dinler Tarihi Kürsüsü başkanlığı görevini emekli oluncaya
kadar sürdürdü. Ayrıca, 1977-1980 yıllarında A. Ü. İlâhiyat
Fakültesi’nin dekanlığını yaptı. 1980’de başlayan emeklilik dönemini,
ilmî çalışmalarını sürdürerek, yeni eserler yazarak ve bazı eserlerin
yeni basımlarını hazırlayarak İstanbul’da (Heybeliada’da) geçirdi.
Hakka yürüyüşü 11 Şubat 1992’dedir.
Yazı hayatına genç yaşında, milliyetçi dergilerde şiirler ve yazılar
yayınlayarak başlayan Hikmet Tanyu, değişik dergi ve gazetelerde 300’ü
aşkın makale yayınladı. Türkçülük, dinler tarihi, Türk tarihi,
eğitim-öğretim, halk bilimi ve edebiyat ile ilgili 20 dolayında da
kitabı yayınlandı. Başta Orkun olmak üzere, milliyetçi dergilerde çıkan
bazı yazılarında Çivicioğlu, Çivicioğlu Ârif, A. Çivicioğlu iğreti
adlarını kullandı.
Prof. Dr. Hikmet Tanyu, Türk milletinin yetiştirdiği değerlerden
biridir. O, kimseden bir şey talep etmemiş, hiç kimsenin hatırı için de
doğru bildiklerinden taviz vermemiş; 50 yıllık hizmet hayatını hep
alnının teri ve hakkı ile elde etmiştir. Emekli olduktan sonra da
ülküsünden, azminden ve çalışma şevkinden bir şey kaybetmemiş,
kitapları kapatıp bir köşeye çekilmemiş; her güne, yeni bir şevk ve
azimle başlamıştır.
Hikmet Tanyu, Türkiye’de Dinler Tarihi sahasında doktora yapan ilk
akademisyendir. Dinler Tarihi’nin ilmî esaslara uygun gerçek ve saygın
bir bilim dalı hâline gelmesinde emeği büyüktür.
Atsız - Sabahattin Ali dâvası vesile yapılarak Türk milliyetçiliği
aleyhinde girişilen Haçlı seferi esnasında, Hikmet Tanyu, 29 Haziran
1944’te tutuklandı. İstanbul’a sevkedilen Tanyu, Emniyet Müdürlüğü
Birinci Şubesinin nezarethanesindeki 14 numaralı hücreye kapatıldı.
Hikmet Tanyu, bu hücrede altı ay kadar kaldı, daha doğrusu çile
doldurdu.
3 Temmuz günü, o zamanlar Emniyet Umum Müdür Muavini bulunan Kâmuran
Çuhruh’un huzuruna çıkarıldı. Türkçülere karşı çok zalim davranan
Çuhruh, Ankara’daki gösteriler sırasında başvekile sövmüş olduğu
tarzında bir takım hayâl mahsulü suçlamalarla Hikmet Tanyu’ya
hücumlarda bulundu. Tanyu’nun bunları reddetmesi üzerine ise, yanında
bulunan polis Muzaffer’e:
– Bunu at mutena hücreye de anlasın... emrini verdi. Mutena hücre,
tabutluk denilen işkence odasının birinci şubedeki özel ismiydi. Ve
Tanyu, bu emir üzerine 19 numaralı tabutluğa sokuldu.
Ayağa kaldırılmış birer tabuttan farkı olmayan bu işkence odaları,
içleri madenî bir madde ile kaplı ve tavanları büyük ampullerle süslü
(mutena hücre) lerdi. Tavanlarındaki 1500 mumluk ampuller, içine
tıkılanın beynini pişirmek ve bu suretle suçunu (!) itirafa mecbur
bırakmak vazifesini görürlerdi. Birinin numarası 19, diğerinin 20 idi.
Hikmet Tanyu 19 numaralısına sokuldu ve o sıcak Temmuz ayının iki
gününü, 3 ve 4 Temmuz gün ve gecesini, bu mutena hücrede geçirdi.
Tabutluğa 3 Temmuz sabahı koyulan Tanyu, ertesi gün akşam vaktine
kadar orada -yemek yemesine de izin verilmeden- işkenceye maruz
bırakıldı. Nöbetçi polislerin, çömelerek beklemesini tavsiye etmelerine
karşı, o büyük bir kinle saatleri ayakta, hem de dim dik ayakta
geçirmeyi tercih etti. Polisleri şaşırtan bu hareket,Hikmet Tanyu’nun
Türklük, hak ve hürriyet için ölünceye kadar mücadele azmini
kuvvetlendirmeye yaradı.
Hikmet Tanyu‘nun ifadesinin alındığı günlerde, Kâmuran Çuhruh da
tahkikat odasında bulunmuş ve diğerlerinde yaptığı gibi sık sık söze
karışmıştı. Hikmet Tanyu’nun haklı müdafaaları karşısında, yapmacık
hareketlerle kızıp köpürüyor, bağırıyor, ağzına geleni söylüyordu.
Tanyu’nun Atsız ile olan münasebetlerinden bahsettiği esnada da:
– Ulan, bu herif kim oluyor, diye gürlemitti, Kadastro’da Atsız’a
yardım da ne demek?Aptal, hadi bakalım, şimdi o size yardım etsin
sizleri buradan kurtarsın...
Tanyu’nun celâdetli sözleri karşısında bir aralık çok kızan Çuhruh:
– Ulan köpekler... Sizin sekizinizi de temizlerim!.. diye bağırmış
ve tabancasını eline alarak bu tehdidi yapabilecek durumda bulunduğunu
göstermek istemişti.
Tanyu, bu ifade odasında, ifade vermek değil, tehditlere göğüs germekle vazifeli imiş gibi bir vaziyetle karşılaşmış ve:
– Senin, burada sağlam dişin söküldüğünden haberin var mı?
– Seni aşağıda öldürtürsem ve doktor raporu ile de kalbden öldüğünü
tevsik ettirirsem kim ne der?Bunu yapamaz mıyız?Seni kim arar sorar?
gibi birbiri ardına yapılan hücumlara, tehditlere büyük bir sabır ve
metanetle direnmitti.
Hikmet Tanyu, diğer Türkçülerle birlikte beraat kararı aldıktan
sonra, yıllar süren bir uğraşma sonunda bu işkenceci şefler aleyhine
dâva açmış ve onları sanık sandalyasına oturtmayı başarmıştır.
1944-1945 yıllarının o zilletli günlerinde, vatanlarını ve milletlerini
sevmekten başka bir düşünceleri olmayan vatanseverlere kan kusturan,
işkence yapan o insanlar, adaletin karşısında günahlarının hesabını
verirken 1950 seçimlerinden sonra çıkarılan Af Kanunu imdatlarına
yetişmiş ve Yargıtay aşamasındaki dâva durdurulmuştu. Ancak Hikmet
Tanyu‘nun Türkçülük Dâvası ve Türkiyedeki İşkenceler adlı eseri,
kanunun bağışladığı günahı vicdan mahkemelerinin huzuruna çıkarmak
vazifesini görmüştür.
Sayfa başına dön
Similar topics
    Bu forumun müsaadesi var:
    Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz