Full albüm indir,Bedava Mp3 Yükle,Film,dizi,indir
Forumumuzdan yararlanabilmek icin üye olunuz.

Join the forum, it's quick and easy

Full albüm indir,Bedava Mp3 Yükle,Film,dizi,indir
Forumumuzdan yararlanabilmek icin üye olunuz.
Full albüm indir,Bedava Mp3 Yükle,Film,dizi,indir
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Aşağa gitmek
avatar
Efekentli
S.Moderatör
S.Moderatör
Erkek
Keçi
Mesaj Sayısı : 902
Yaş : 104
Nerden : Dunya
Ruh HaliM : Bursa hakkında herşey Bursa şehir tanıtımı Tehlik10
TaKıMım : Bursa hakkında herşey Bursa şehir tanıtımı Galata10
Points Points : 143457
Kayıt tarihi : 10/09/08

Kişi sayfası
Aktiflik :
Bursa hakkında herşey Bursa şehir tanıtımı Img_left100/100Bursa hakkında herşey Bursa şehir tanıtımı Empty_bar_bleue  (100/100)
Başarı Puanı :
Bursa hakkında herşey Bursa şehir tanıtımı Img_left100/100Bursa hakkında herşey Bursa şehir tanıtımı Empty_bar_bleue  (100/100)
Güçlülük:
Bursa hakkında herşey Bursa şehir tanıtımı Img_left100/100Bursa hakkında herşey Bursa şehir tanıtımı Empty_bar_bleue  (100/100)

Bursa hakkında herşey Bursa şehir tanıtımı Empty Bursa hakkında herşey Bursa şehir tanıtımı

C.tesi 29 Kas. - 21:15
Bursa 40 derece
boylam ve 28 - 30 derece enlem daireleri arasında Marmara Denizi'nin
güneydoğusunda yer alan, toplam il nüfusu sonuçlarına göre Türkiye'nin
5. büyük ili. Marmara Bölgesi'nin Güney Marmara bölümünde yer alır.
Kuzeyinde Marmara Denizi ve Yalova, kuzeydoğuda Kocaeli ve Sakarya,
doğuda Bilecik, güneyde Kütahya ve batıda Balıkesir illeri ile
çevrilidir.
Coğrafya


Bursa 1890


Bursa ili topraklarının yaklaşık % 35 ini dağlar kaplamaktadır. Dağlar
genellikle doğu-batı yönünde uzanan sıradağlar şeklindedir. Bunlar;
Orhangazi'nin batısından Gemlik körfezinin batı ucunda bulunan
Bozburun'a doğru uzanan Samanlı Dağları, Gemlik Körfezi'nin güney
yüzünü kaplayan ve Bursa Ovası'nı denizden ayıran Mudanya Dağları,
İznik Gölü'nün güneyi, ile Bursa Ovası'nın kuzey kesimleri arasında yer
alan Katırlı Dağları, Mudanya Dağlarının uzantısı olan Karadağ ve
Marmara Bölgesinin en yüksek dağı olan Uludağ'dır (2.543 m). İlde en
büyük yükselti 2543m ile Uludağ'dır. Bursa sınırları içinde iki önemli
göl bulunmaktadır. Bunlardan biri Marmara Bölgesi'nin en büyük gölü
olan İznik Gölü ve bir diğeri de Uluabat Gölü'dür. İlin en önemli
akarsuyu Susurluk Çayı'nın bir kolu olan Nilüfer Çayı dır. Uludağ'ın
güney yamaçlarından doğan ve gene Uludağ'dan kaynaklanan birçok küçük
dere ile beslenen Nilüfer Çayı Bursa Ovası'nı sular. Bursa ili
sınırları içinde birçok büyük ve verimli ova vardır. Bunlardan en
önemlisi Bursa Ovası'dır. Verimli topraklarıyla Yenişehir, İnegöl,
Karacabey, Orhangazi ve İznik ovaları da bitkisel üretimin yoğunlaştığı
yerlerdendir. Bursa şehiri topraklarının % 17'sini ovalar
oluşturmaktadır.

Tarih
Bursa hakkında herşey Bursa şehir tanıtımı 250px-TophaneSaat Bursa hakkında herşey Bursa şehir tanıtımı Magnify-clip
Saat Kulesi,Tophane


Bursa'da şimdilik bilinen en eski arkeolojik kalıntılar Yenişehir
yakınlarındaki Menteşe Höyük ve Orhangazi yakınlarındaki Ilıpınar'dan
bilinmektedir. Bu arkeolojik buluntu yerlerinin en eski tabakaları
yaklaşık 7 bin yıllıktır. Bu tabakalardaki kültür, çanak çömleğin
gelişmiş olarak ortaya çıktığı, mimarinin dörtgen planlı, bol miktarda
ahşap destekli kerpiç kullanılarak inşaa edilmiş yapılardan oluştuğu
tabakalardır. Bursa'da David French, Mehmet Özdoğan ve Jacop
Roodenberg'in arkeoloji ile ilgili çalışmaları tarihöncesiyle ilgili
pek çok yeni bilgi ortaya koymuştur.
Bursa ve civarında M.Ö. 4000'li yıllardan itibaren çeşitli
yerleşimlerin olduğu saptanmıştır. Fakat yöreye ait kesin bilgiler M.Ö.
700'lere dayanmaktadır. Homeros, bölgeden Mysia
olarak söz etmektedir. Günümüzde Bursa yöresinde Mysia yerleşmelerini
anımsatan iki köy bulunmaktadır: Misi(Gümüştepe) ve Misebolu.

Tarihi coğrafyada bölgeye Frigya da denilmektedir. M.Ö. 700'lerde
İskitler'den kaçan Kimmerlerin Frigya devletini yıktıkları
bilinmektedir.
Bursa adı, bu şehri kuran Bitinya Kralı Prusias'dan gelmektedir. M.Ö. 7. yy'da bu bölgeye göç eden Bityn'ler(Bitinler) buraya Bitinya adını verirler.
M.S. 185'te, Kartaca'nın yetiştirdiği büyük generallerden Hannibal'ın
Kral I. Prusias'a, Prusias ve Olympus kentinin kurulmasını örgütlediği
bilinmektedir. Prusias adı zamanla Prusa, sonra da Bursa'ya
dönüşmüştür. M.Ö. 74'te Roma İmparatorluğu’nun egemenliğine geçen
Bitinya, Roma'dan gönderilen Proconsul(Eyalet Valisi)'lerce yönetilen
bir Asya Eyaleti haline gelmiştir. Bursa, M.S. 385-1326 yılları
arasında ise Bizans dönemini yaşamıştır.

M.S. 555 civarında bölgede ipek üretimine başlanmış ve doğal sıcak sulu kaplıcaların üretilmesi ile küçük bir kaplıca kenti kurulmuştur.
Bursa, 1204-1261 yılları arasında İznik'e bağlıdır, genelde kale içinde kalmış, fazla büyüyememiştir.

Osmanlı Dönemi

Bursa hakkında herşey Bursa şehir tanıtımı 250px-Sultanategate Bursa hakkında herşey Bursa şehir tanıtımı Magnify-clip
Saltanat Kapısı,Tophane


Anadolu Selçuklu Devleti'nin zayıflayıp dağılmaya başlamasıyla kurulan
Anadolu Beylikleri içinde zamanla gelişen Osmanlı Beyliği, çevredeki
tekfurların arazilerini de alarak güçlenmiştir. Bursa, 1307 yılında
Osman Bey tarafından kuşatılmış, uzun süren kuşatmadan sonra 6 Nisan
1326'da Osman Bey'in oğlu Orhan Bey tarafından alınmıştır. 1335 yılında
başkent Bursa'ya taşınmış ve kentte büyük imar hareketleri yaşanmıştır.
Osmanlılar Bursayı aldıklarında kent sadece hisar içinden ibaretken
Orhan Gazi şehri hisarın dışına çıkararak Orhan Gazi Külliyesini
kurdurtmuştur. Surlar dışında mevcut yerleşmeye yakın, hakim noktalarda
cami, hamam, imarethane, darüşşifa, medrese gibi kamu yapıları inşa
inşa edilerek bu külliyelerin çevrelerinde konut alanları yaratılmış ve
böylece bir yerleşme geleneği başlamıştır. Başkent, 1363 yılında (I.
Murad Hüdavendigâr döneminde) Edirne'ye taşınmıştır. Fatih Sultan
Mehmed'in İstanbul'u fethetmesinden sonra ise Bursa'nın faal rolü son
bulmuş ve yönetim merkezi niteliğini kaybetmiştir.
Tanzimat sonrası dönemde Hüdavendigar Vilayeti merkezliği yapan Bursa'ya 1900'lü yılların başında Bilecik, Kütahya, Karesi (Balıkesir), Karahisar (Afyon) sancakları bağlı bulunmaktaydı.
Milli mücadele dönemlerinde çeşitli ayaklanmaların yaşandığı Bursa, 8
Temmuz 1920 de Yunalılarca işgal edilmiş; 30 Ağustos savaşından sonra
Türk birliklerince geri alınmıştır.

İklim

Genelde ılıman bir iklime sahiptir. Ancak, iklim bölgelere göre de
değişiklik göstermektedir. Kuzeyde Marmara Denizinin yumuşak ve ılık
iklimine karşılık güneyde Uludağ'ın sert iklimi ile karşılaşılmaktadır.
İlin en sıcak ayları Temmuz - Eylül, en soğuk ayları ise Şubat -
Mart'tır. 52 yıllık gözlem süresi itibarı ile yıllık ortalama yağış
miktarı 706 mm.dir. İlde ortalama nispi nem % 69 civarındadır.

Ekonomi

2000 yılı nüfus sayımı resmi kesin sonuçlarına göre Türkiye'nin 5.büyük
kentidir. (Bkz: TABLO 4) Bursa; otomotiv, tekstil, makine, gıda sanayi
sektörlerinde söz sahibidir. Tarihte ilk havlu üretiminin Bursa'da
gerçekleştiği söylenir, halen de havlu üretimi ve ihracatı
gerçekleştirilir. İpek üretimi ve bıçakçılık bursanın eskiden dünyaca
tanınmasına rağmen şu anda bitme noktasına gelmiştir.
1961 yılında kurulan Türkiye'nin ilk organize sanayi bölgesi Bursa
Organize Sanayi Bölgesi ile daha sonra oluşan Demirtaş Organize Sanayi
Bölgesi ve özellikle İzmir ve Ankara yollarının çevresi Bursa'da
sanayileşmenin yoğun olduğu yerlerdir.Kaplicalari, Uludağ'ı, kestane
şekeri, Şeftalisi ile meşhurdur.

İlçeler

Osmangazi, Yıldırım, Nilüfer, , Büyükorhan, Gemlik, Gürsu, Harmancık,
İnegöl, İznik, Karacabey, Keles, Kestel, Mudanya, Mustafakemalpaşa,
Orhaneli, Orhangazi, Yenişehir

BURSA ULU CAMİİ

1395-1399 yılları arasında Yıldırım Bayezid tarafından Bursa'da
yaptırılan cami, Bursa'daki mimari eserlerin en büyüğüdür. Cami
Kapısının üzerinde İvaz Paşa'nın adı bulunmaktadır.

Paye ve sütunlu olan düz çatı ile örülen Selçuklu Camii'lerinin kubbeli
düzene çevrilmiş ilk örneklerindendir. 56x68 m boyutlarındadır. 12 Paye
ile, 5 nefe bölünmüştür. 20 kubbesi vardır.

Üzeri açık kubbenin altında bir şadırvan vardır. Şadırvanın çevresinde Kur'an okumak için ayrılmış sofalar vardır.

Üzeri kabartma kıvrık dallarla süslenmiş ve ceviz ağacından yapılmış
sekiz köşeli küçük çerçevelerin birleştirilmesiyle meydana gelen
mimberin sağ kanadında, yapan ustanın adı (Elhac Mehmed Abdülaziz İbni
Dakira) yaılmıştır. Ön cephenin iki köşesinde birer minare vardır.

Bursa Ulucami minberindeki sırlar!

602 yıllk bir minber.... Tarihi minber üzerinde güneş ve galaksi
sistemleri var. İddiaya göre, gezegenlerin büyüklük oranları ve
yörüngeleri gerçek oranlarla örtüşüyor....



1402 tarihinde (Hicri 804) inşa edilen Bursa’nın tarihi sembollerinden
Ulu Caminin minberinin Doğu yakasında (mihraba bakan yüz) Güneş
sistemi, Batı yakasında ise Galaksi Sistemi yer alırken evrenin kül
olarak tasvir edildiği ileri sürüldü. 602 yıllık tarihi minberdeki
şekillerin bu tespiti doğruladığı iddia ediliyor. Minberin her iki
yüzünde de şaşırtıcı şekilde birer evren krokisi var. Bu sadece bir
tesadüf mü, yoksa bu minberin banisi gerçekten bir astronomi hayranı
mıydı?







İlginç şekillerle ilgili idiayı ortaya atan Araştırmacı Fevzi Ülgü
Alsancak. 1980 yılından bu yana minber üzerinde yaptığı çalışmalarla
tarihin derinliklerinde kalan gerçeklere ışık tuttuğunu söyleyen
Alsancak, “Alan süsleme motiflerinde simetri yoksa mutlaka bir mesaj
vardır” ilkesinden yola çıkarak,minberdeki şekiller üzerine yapılan
yorumların tutarsız olduğunu söylüyor. Bilim teknoloji ve uzay
bilimleri araştırma tekniklerine kafa yoran bir öğretmen olduğunu
belirten Ülgü, motifleri dikkatlice incelediğinde minberin mihraba
bakan yüzünde güneş sistemini keşfettiğini söylüyor.

Bursa’da yayınlanmakta olan Apameia dergisinde yer alan bilgilere göre,
minberin gizem ve sırlar içerdiğini ifade eden Ülgü, “minberin taşıdığı
kıymet ve değerler, açısından şu noktalara dikkat etmek gerekir. Doğu
yakası Güneş Sistemi, Batı yakası ise ise Galaksi sistemleri
yerleştirilmek suretiyle bir kül halinde kainat sembolize edilmektedir”
iddiasında.

Mihrapta yer alan Güneş Sisteminde 9 gezegen var. Ülgü'ye göre
gezegenlerin güneşe göre konumlarının ve büyüklükleri gerçek ölçülerle
örtüşür oranlarda. Güneş ve gezegenler arasındaki mesafe büyük olduğu
için yıldız gezegenlerden farklı olarak 9 damlacıklı kurs olarak
işaretlenmiş.
Ülgü, yine Kündekari sanatının bir özelliği olan parçaların
birleşmesiyle oluşan çukur kanal çizgilerinin de gezegenlerin
yörüngesini temsil ettiğini söylüyor. Bu yüzeyde yer alan bir başka
gizem ise serpiştirilmiş halde yıldız motifleri yer alması ve buların
içinda kuyruklu yıldızların da bulunması. Ülgü’nün dikkat çektiği en
önemli detaylardan bir de Plüton gezegenin tek başına ayrı bir
platformda ve bir açı farkı ile gösterilmiş olması. Bilindiği üzre
güneş siteminin aynı düzlem üzerinde olan ilk 8 gezegeninin aksine
Plütao ayrı düzlemde dolanmaktadır.
Minberin Batı Cephesinde ise 7 adet Galaksi formatı tespit ettiğini
söyleyen Ülgü, galaksi platformlarının 5 ayrı renkte sedef kakma ile
gösterildiğini söylüyor. Ancak ne yazık ki bugün hatalı boyama
teknikleri ile bu önemli detay büyük ölçüde yok edilmiş durumda. Ama
kayıtlardan bunu doğrulamak mümkün...

Ülgü’nin bir diğer iddiası ise minberin her iki yüzünde yer alan 3’lü
ve 12’li dolap kapaklarının Türk boylarını temsil ettiği yönünde.

Sırlarla dolu minberin giriş kapısı üzerinde Murat Han oğlu Yıldırım
Beyazıt Hanın emriyle Hicri 804 yılında minberin yapıldığı bilgisi yer
alıyor. Ülgü, kayıtlarda minberin ustası ile ilgili çelişkili bilgiler
bulunduğuna dikkat çekiyor. Ülgü’ye göre minberi yapan kişi adını
tırabzan süsleme motifine göre tırabzanın sağ ikinci sülüsle yazan
Devaklı Abdülaziz oğlu Mehmet. Devak Tebriz yakınlarında bir Türk köyü.
O tarihte Mülki amir olan Kadızade Rumi efendi, beceri ve bilgi alış
verişi için 300 kadar sanat erbabını Tebriz’e göndermiş ve bir o kadar
ustayı da oradan Bursa’ya getirmiştir. Oradan gelen Kündekari
sanatçılarının başı Abdülaziz oğlu Mehmet’tir. Bu minber de onun ve
ustalarının camiye bir hediyesidir.

Kündekari sanat açısından eşsiz bir değere sahip olan minberin ilginç
bir özelliği de 6666 adet abanoz ağacı parçasından vücuda gelmesi. Bu
rakamda halk arasında yaygın inaçla Kuran’ı Kerimdeki ayet sayısına
tekabül etmektedir....

O dönemdeki İslam ve Türk alimlerinin matematik ve gök bilimlerine
yönelik ilminin Batıya nazaran hayli ilerde olduğu da göz önüne
alınırsa Ülgü’nğn tezleri doğru olabilir mi?. Ne dersiniz bütün bu
benzerlikler sadece bir tesadüf olabilir mi?




BURSA ULUCAMİİ
TÜRK TARİHİNİN EN BÜYÜK CAMİSİ



Evet başlıkta doğru yazıyor. Ulucami kapalı namaz kılma alanı
bakımından Türk Tarihinde yapılan en büyük camidir. Hemen aklınıza
Süleymaniye, Sultan Ahmet gelebilir. Fakat o camilerin büyüklüğü
duvarlarla çevrili avlu alanlarıyla birliktedir. Ayrıca o camiler tek
ve çok yüksek bir kubbe ile örtülü olduğundan çok geniş bir bir alanı
varmış izlenimi verir. Bursa Ulucami ise çok kubbeli ve alçak
tavanlıdır. İçinde bulunan çok sayıdaki sütun yüzünden de daha ufakmış
gibi hissetmemize neden olabilse de TÜRK TARİHİNİN EN BÜYÜK CAMİSİ
halen Bursa Ulucami'dir.



TARİHİ MİNBERİN ÖZELLİKLERİ



Minber bütünüyle kainatı sembolize ediyor. Minberin giriş kapısının
üzerindeki kitabede altın yaldızla Osmanlıca olarak, 'Yıldırım Beyazıt
Han tarafından hicri 804 (miladı 1402) yılında yaptırılmıştır' ibaresi
yer alıyor. Sarmaşık motifleriyle süslü olan tırabzanların sağ çıkış
ikinci kolonu üzerinde süsleme motifine uygun sülüs tarzda yazılmış,
Devaklı Abdülaziz oğlu Mehmet işi ibaresi dikkat çekiyor. Sanatkarın bu
imzası son yıllarda fark edildi.



Minberin doğu cephesinde, biri dar dikdörtgen, diğeri alanı daha geniş
üçgen biçiminde, bir diğeri en altta şerit halinde uzanan taşıyıcı
dolap serisi banko olmak üzere birbirine bitişik üç kompozisyon alanı
bulunuyor. Üçgen ve dikdörtgen yüze ikisi birlikte Güneş Sistemi'nin
kabartma formlarla işlendiği bir alan var. Gezegenlerin her biri
yörünge hareketleriyle birlikte küresel kabartma motifler halinde
Güneş'e olan uzaklık ve aralarındaki büyüklük karşılaştırmaları da
verilerek olması gereken yerlerde.

Gezegenler, Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs,
Neptün, Pluto şeklinde olan Güneş'e uzaklık sıralaması da doğru.
Büyüklük mukayesesi de baz alındığında Dünya'dan elli bin defa daha
büyük olan Güneş, büyük bir ustalıkla mükemmel şekilde işlenmiş durumda.

Anlaşılacağı üzere dünyanın yuvarlak olup olmadığının bile tartışıldığı
bir devirde bir ahşap işçisi bile o dönemde bilinen tüm gezegenleri
rasgele bir yıldız olarak değil, güneş sistemimizdeki birer gezegen
olarak işlemiş..
Peki o çağda bu bilginin sırrı nedir?
Sayfa başına dön
Similar topics
    Bu forumun müsaadesi var:
    Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz